Tüm korku filmleri gerçek bir hikayeye dayalı değildir, Ama Elm Sokağı Kabusu gerçek bir olaya aday gibi görünüyor. Elm Sokağı Kabusu filminin arkasında ki korkunç gerçek hikayeyi biliyor musunuz?

Gençler, bunların sadece kötü rüyalar olduğunu ve kimsenin kötü bir rüyadan zarar göremeyebileceğini söyleyen ebeveynleri tarafından iyi hissettirilmeye çalışıyorlar. Öyle bile olsa, kasabadaki çocuklar uykularında vahşice öldürülürken Freddy Krueger hakkındaki gerçek ortaya çıkar. Görünüşe göre kasabadaki yetişkinler bu gizemli rüyada ki kötü adamın kim olduğunu biliyormuş. Yıllar önce Krueger, kasabadaki çocuk cinayetlerinden sorumlu olduğu ortaya çıkan sıradan bir adamdı ama teknik bir nedenden dolayı herhangi bir suçtan hüküm giymedi. Kasabanın ailesi daha sonra çocuklarını korumak ve adaleti sağlamak için Freddy Krueger’ı toplanıp öldürdüler. Bir noktada, Krueger intikamcı bir ruh haline geldi ve rüyalar arası intikam almak için gençleri öldürmek istedi.

Bu korku filmi dünyaca çok izlendi ve bir çok kişide kokru yarattı. Elm sokağı kabusu Wes Craven tarafından yazıldı ve yönetildi. Heather Langenkamp’ın hem ikonik Rüya karakteri Nancy olarak oynadığı Wes Craven’S New Nightmare’de hem de kendisi olarak Freddy Krueger ile ilgili filmlere katılan aktrisin üçünü de keşfetmeye devam edecekti.

Bu filmlere Çığlık iyi bir örnek (1996). Gerçek hikayelerle donatılmış korku filmlerini izlemeyi hepimiz çok seviyoruz.

Aslına bakarsanız Elm sokağı kabusu gerçek hayattaki olaylara dayanmaktadır. Craven, Los Angeles Times’da Laos, Kamboçya ve Vietnam’daki soykırımdan kaçan hmong mültecileri hakkında bir dizi makale okuduktan sonra senaryoyu yazmak için ilham aldı. Gün boyunca deneyimlemek için çok çalıştıkları güvenlik, tükenirken yok oldu ve rüyalarında kaçtıkları dehşete geri döndüler.

Korkudan kaçamamak konusu bu tür klostrofobik bir korku filmi için harika bir ilham kaynağıydı, ama gerçek hayatta bile, kabusların sadece bir kabus olmaktan daha fazla olabileceğini hatırlamakta da fayda var. ” vücudunuzun stres ruh sağlığı bir şekilde farklı ve daha az “gerçek” fiziksel sağlık daha kültürel önyargı paylaşmıyor çünkü gördüğümüz olaylara beynimiz gerçek gibi tepki verecektir. İşte bu olay, mültecileri öldüren Asya Ölüm Sendromu olarak bilindi.

Başlangıç hikayesi göz önünde bulundurularak Glenn’in ölüm sahnesine bir göz atın:

Çok daha korkunç, değil mi?

Korkunç bir rüyanın “sadece bir rüya” olmasının ne anlamı var ki? Bu oldukça korkutucu bir fikir, belki de intikam almak isteyen parmakları bıçaklı deli bir adamınkinden bile daha fazla. Bir korku hayranı olarak umudum Elm sokağı kabusu gibi gerçek olaylara dayalı korku filmlerinin artması.