Sabah uyandığınızda ve öğleden sonraya kadar aklınıza gelmediklerinde. Onları sadece unuttuğunuzu fark ettiğiniz için hatırladığınızı bilin, tıpkı işe giderken kahve termosunuzu mutfak tezgahının üzerinde bırakmanız ve ofise girene kadar fark etmemeniz gibi.
Onların hatıralarını ziyaret etmek rutininizin bir parçası haline gelir. Ve tıpkı sigara gibi, onlar da vazgeçilmesi zor bir alışkanlıktır.
Cafe‘de onlara benzeyen birini görürsünüz ve aniden öz değerinizi ellerinde tuttukları zamanları özlersiniz, ancak bunun sadece bir nostalji belirtisi olduğunu ve onları istemediğinizi derinlerde bir yerde bilirsiniz.
İstemiyorsun, istemiyorsun, istemiyorsun. Artık istemiyorsunuz.
Çünkü artık daha iyi biliyorsun. Birine değerinizin anahtarlarını vermenin, onu rehin almak anlamına geldiğini ve bunun romantik bir yanı olmadığını anlıyorsunuz. Bu sadece kendini yok etmektir.
Bunun en iyisi olduğunu anlıyorum. Yine de arada sırada en kötüsünü arzuluyorum.
***
Onlarda ne gördüğünüzü hatırlamaya çalışın. Gözlerinizi kapatın ve onları o eski, gül rengi tonda görmeye çalışmak için gözlerinizi kısarak zihninizin gözüne bakın ama bunun yerine grinin tonlarından başka bir şey görmeyin.
***
Numaralarını silin. Ancak metin dizisini ve fotoğrafları kaydedin, en azından şimdilik.
***
Bir zamanlar bu kadar güçlü bir şekilde inandığınız birinin nasıl birdenbire bir duadan çok bir hayalet hikayesi gibi hissettirdiğini merak edin. Bir evden çok perili bir ev. Bir kurtarıcıdan çok bir insan.
İnsanların sadece insan olduğu ve birini severek ihtiyaç duyduğunuz kişi haline getiremeyeceğiniz gerçeğiyle yüzleşin.
***
Doğum günlerinin geçişini izleyin ve tek kelime etmeyin. Sonunda mesaj dizinizi silin.
Fotoğrafları hala saklayın.
***
Kelebekleri diriltmeye çalışın ama onların çoktan gitmiş olduğunu fark edin. Kalp tellerinizdeki örümcek ağlarını temizleyin ama melodinin artık aynı tınlamadığını fark edin. Kazın, kazın ve elleriniz çiğleşene kadar bir zamanlar olanın mezarını kazın.
Ve çakılları ayıklarken, ne için kanadığınızdan, hatta kimin için parçalandığınızdan bile tam olarak emin olmadığınızı fark edin.
En dibe ulaştığınızda, hiçbir şey bulamazsınız. Bunu cevabınız olarak kabul edin.