Zihnimin bir köşesinde, en derin köşelerde,
Unutamadığım bir hikaye var.
Zihnime kazındı.
Ruhumun içinde gömülü, her köşemde,
Birbirimizi ilk tanıdığımız zamanı hatırlıyorum.
Bana dondurma aldın.
Çikolata ağzının köşelerinde kaldı.
Çocuklar gibi güldük, o zaman bile daha sert düştük.
Elin gergin bir şekilde omuzlarıma süründü.
Birlikte ilk filmimiz,
Sana doğru eğildim, her şeyin daha yavaş hareket etmesini istedim.
O eski film evinin köşesinde,
Yağmurun bizi nazikçe öptüğü köşede buluşalım.
El ele yürümeye hazır,
Beni nereye götürürsen götür, ben gelirim.
Beni kendine döndürüp bir öpücük ver.
Köşeden köşeye zıpla, oyun oynamaya devam et.
Saçımı yüzümden al ve dudaklarını benimkine koy.
Uykuya dalana kadar böyle kalalım.
Uykuda mısın diye hemen baktım ve yüzünde bir gülümseme vardı.
Çünkü sen de aynısını yapıyorsun.
Şimdi biraz zaman geçti,
Acaba köşedeki sandalyene oturup beni düşünüyor musun?
Her şey farklı olsaydı, nerede olurduk diye merak ediyor musun?
Hala senin zihninin köşelerinde geçiyor muyum?
Eskiden olduğumuz gibi özlüyorum.
Hala sonsuza dek yaşarken,
Senin olacağım dedim.
Benim olacağını söylemiştin.
Her köşenin uzun bir köşesi vardı.
Bu boş alanlarda oturuyorum,
Ve bazen bir şeylerin değişmesi için dua ediyorum.
Ama belki de böyle olması gerekiyordu.
Sen, senin köşende,
Ben, benim köşemde,
Gözyaşları gözlerimi dolduruyor kendi köşemde,
Bir gün kuruyacaklar.
Ve her şeyi geride bırakacağım.
Ama şimdilik, seni tutacağım ve.
Bu köşede oturacağım.