Aşırı düşünen kız olunca her şey daha karmaşık hale geliyor. Her küçük ayrıntıyı analiz edemezsin- her metin, her bakış, tavırdaki her değişiklik. Perdenin arkasını görmeye çalışan bir dedektif gibi, gördüklerinin arkasında gizli bir anlam olmadığına inanmakta zorlanıyorsun. Tek kelimelik bir cevap sana kızgın oldukları anlamına gelir. Cevap yok demek artık seninle bir şey yapmak istemiyorlar demek. Zihnin, belki de zor bir gün geçirdikleri ya da meşgul oldukları gibi mantıklı bir açıklamayı atlıyor. Hayır, kişisel.
İki bir cümlelik bir yanıtı yazmak ve “gönder” tuşuna bastığınızda titreyip, sonunda cevap bulana kadar mesajınızı tekrar tekrar okumak için saatler harcıyorsunuz.
Muhtaç biri olarak ortaya çıkıyorsun ve insanların kalbinin, güveninin ve duygularının daha önce kırıldığını anlayıp kendini korumaya çalıştığını anlıyorsun. Ruhunu yumuşatmak için kendini daha kötü bir hale hazırlıyorsun çünkü acıya hazırsan, daha az acıyor.
Mutluluğun başına gelebileceğine inanmak senin için çok zor. Evrenin her şeyi dengelemenin bir yolu olduğuna inanıyorsun
Sürekli size düşünce bir kasırga atma durur asla zihninizin yoğunluğundan drene hissediyorum. Keşke düğmeyi kapatmayı isterdin ama yok. İnsanların seni sevmesini zorlaştırdığını biliyorsun. Seni en kötü anda gördüler ve kaçamıyorlar. Bugün üçüncü kez aynı hikayeyi anlattığından bahsetmediler bile. Zihninin dağınıklığını tutarlı düşüncelere dönüştüremediğinde sana sessizce sarılırlar. Kalıyorlar. İnsanların mücadeleyi ilk gördüğünde kaçıp gittikleri bir dünyada, kalanları bulun. Kalbini güvende tutan gardiyanlar.