Bazen hata yaparız. Ve bu olduğunda, özür diler yolumuza devam ederiz. İşler böyle yürür. Ve beni yanlış anlama, bir hata yaptığımızı kabul edebilmek güç ve olgunluk gerektirir.
Özür dilemenin tüm ilişkilerin gerekli bir parçası olduğunu öğrendim. Yanıldığını ve aşırı tepki verdiğini kabul etmek zor ama sonunda bu konuşmalar seni ve ilişkini daha da güçlendirecek.
Ama “üzgünüm” her zaman en iyi yanıt mıdır? Günde kaç kez özür dileyebiliriz?
Durumlara tepkilerimizin kötü bir durumdan en iyi şekilde yararlanmak için güçlü bir yol olduğu fikrine inanırım. Hayattaki pek çok şey kontrolümüz dışındadır, ama onlara nasıl tepki verdiğimiz, tutumlarımız ve eylemlerimiz, %100 bize bağlı.
Bu yüzden kendimi gün boyunca en küçük şeyler için aşırı özür dilediğimde, bu olayları olumlu olarak görmek için bakış açımı değiştirmenin yollarını düşündüm.
Genel olarak hep aynı şeyi ifade eden Özür Dilerim demektense başka, şahsa yönelik tam durum özetini kapsayan sözcüklerin işe yaradığını gördüm.
Üzgünüm geç kaldım: Beni beklediğin için teşekkürler.
Seni uyandırdığım için özür dilerim: Yatakta çay ya da kahve ister misin?
Üzgünüm çok üzgünüm: Beni dinlediğin için teşekkür ederim.
Son zamanlarda sinirli olduğum için özür dilerim: Beni olduğum gibi sevdiğin için teşekkür ederim, özellikle de kendim gibi hissetmediğim zamanlarda.
Üzgünüm ne diyeceğimi bilmiyorum: Senin için buradayım
Bu konuda üzgünüm: Benim için orada olduğun için teşekkür ederim.
Üzgünüm, bilmiyordum: Emin değilim, konuşmak ister misin?
Aptalca gelebilir, sadece küçük bir kelime değişikliği, ama bence bu fikir gerçekten önemli. Sürekli özür dilemek sizi sürekli olarak yanlış tanıtabilir.
Ama durumu değiştiremediğinizde, buna nasıl tepki vereceğinizi değiştirebileceğinizi unutmayın.