Gizem/Korkunç

Edgewater Hastanesi’ne Gizlice Girenlere Ne Olduğunu Duydunuz mu?

Yayınlandı:

Şu Tarihte:

Gerçek korku hikayelerini okumayı sevenler, Edgewater hastanesine gizlice girenlere ne olduğunu okumak isteyeceklerdir.

Bir zamanlar Edgewater Hastanesi’nin batı kanadı olan koridorlarında acı dolu, tiz bir çığlık yankılanıyordu. Çığlığı ayırt etmek zor olsa da, bu kulağa bir kadın sesi gibi geliyor. Ben umutsuzca koridorda aşağı iniyorum acelece-bir elimde telefon, diğerinde neşter.

Çok geç olmadan Sara’yı bulmalıyım.

Etrafımı saran zifiri karanlıkta, yerde bir şeyin üzerinden atladım.

Muhtemelen başka bir kavanozdu.

Her ne kadar ben göremesem de, elimle duvarları tutarak yürüyordum- kanlanmış bir ölü güvercin koridorum ortasındaydı. Telefona sarılmak istedim.

Koridorun köşesinde yuvarlak bir beton yığını vardı. Oraya doğru ilerlemeye devam ettim.

Reklam

Hala orada, onu bıraktığım en uzak köşede kıvrılmış, hıçkırarak ağlıyordu; çenesinden oluk oluk kan damlıyordu.

“Altı,” diye inliyor, sinirli bir şekilde telefonunu kontrol et diyordu, “bu altıncısı.”

Facebook’ta olan şakalardan bir tanesi olduğunu düşündüm. Sara’ya artık bunu yapmayı kesmesini söyledim. Faceebook şöyle bir Reklam yayınlıyordu:

Perili Edgewater Hastanesi’nde bir gece geçirin, ve hayatınızın en zorlu gecesini tadın!

Kesinlikle yalan söylemiyorlardı.

Sadece sekiz noktaları koridorda mevcuttu-çok heyecanlandım.

Reklam

Her şey zararsız bir eğlence olarak başladı; herkes maske taktı ve birbirlerini korkutmak için ellerinden geleni yaptı. Sonunda kahkaha atan çok oldu, herkes iki şerli gruplar halinde aşağı da yatmak için bir oda bulmak için yola koyuldu-o zaman Sara bana katıldı. Perili bir hastanede pijama partisine kaydolan insanlar arasında bile kimse yalnız uyumak istemez.

İlki sadece başka bir şaka gibi görünüyordu: yüksek bir çığlık, hafif bir boğuşma sesleri, ve sonra sessizlik-bu mükemmel bir şaka. Ta ki Sara beni bulmak için koşarak gelene kadar.

“Tüm çıkışlar kilitli” diye nefes nefese yanıma geldi, ve diğer öğrencilerde bağırarak geldi, “biz burada sıkışıp kaldık!”

Bulmaca parçaları yerine düşmeye başlamıştı, ürpertici güvercin kavanozları, hücre alımı eksikliği, ve şimdi kapıların kilitlenmesi “Belki de bu maskaralığın bir parçasıdır?” Sara umarım, gözleri bana kabul etmek için yalvarıyordu ; Ama içimde bir yerde buna inanmadığını hissedebiliyordum.

“Tabii ki,” dedim, onu neşelendirmeye çalışıyorum-ama ben de inanmadım; tüm zamanlaması hakkında bir şey çok paslanmaz-mükemmel bir şaka değildi, mükemmel bir suç gibiydi.

W7 odasına o zaman saklandık. Odanın tavanlarında ki çizgiler dikkat çekiyordu. Eski bir hastane yatağı odanın sağ köşesinde sadece bir mazoşistin oturmaktan hoşlanacağı kahverengi, metal sandalyelerden birinin yanında kalabalıktaydı. Uzak köşe ise boştu.

Reklam

Reverie’m Sara’nın sesiyle kırıldı, hıçkırıkları kesildi ve ela gözlerinde bir pırıltı oluştu.

“Bir şeye ihtiyacın mı?” Diye sordu.

Sonunda hayatta kalma içgüdüslerini  çalıştıran bir insan ortaya çıkmıştı.

Çalışma odasında bulduğum neşteri tutuyordum. “Sadece bu neşter,” diyorum, parmağımı paslı bıçak boyunca gezdirerek, “ama hiç yoktan iyidir.”

Onun yanına oturdum.

“Bu güvercinler çok güzel,” dedi, “ne kadar büyük bir sadist tüm bu kuşları öldürmek ister ki?”

Reklam

“Eh, gerçekten bunları suçlayamazsın,” ben biraz kıkırdadım, “Chicago onlar çiftleşme ve mutasyona sahip olmak zorunda o kadar çok güvercin var-jurassic Park nasıl başladı, biliyor musun?”

“Evet!,” dedi ve bir şeyler mırıldanmaya başladı.

Espri anlayışı yoktu bile.

Zaman bize eşlik etmek için mutlak sessizlikten başka bir şey olmadan geçer. Karanlıkta tek başına, isimsiz bir korkuyla avlanana kadar yalnızlığı gerçekten anlayamazsın; Parmağını tam olarak koyamayacağın bir şey, ama sonunda seni alacağını biliyorsun. Kurban olmak kaderinde vardı. Sen asıl günahsın.

Sara sonunda sessizliğini bozdu, “Saat 3:59,” oldu diye bağırdı!

Ona kızgın bir bakış attım.

Reklam

Bi anlık öfkesini dindirdi.

Pes etti.

“Her saatte bir kişinin ölmesi gerekiyor” neşterimin üzerinde yazan yazıydı. Boş koridorun yuvarlak kısmın da ise ” Bu yerden sadece neşteri olan sağ çıkabilir ” yazıyordu.

Kimse bende neşter olduğunu da bilmiyordu.

Saat 4’e yaklaştığın da Saranın kulağına yaklaşıp “Uçup gideceksin” diye fısıldadım.

Taze temizlenmiş neşterimle boğazını kesin bir şekilde kestim.

Reklam

Yedi: tamamlanma sayısı.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version