Kalbin çok güzel.
Yol boyunca küçük kırgınlıklara şahit olmak ve tüm kırgınlıklarınız için kendiniz ile yinede mutlu yaşamak çok kolaydır. Bir hata seni başarısızlığa uğratmaz. Bir hata seni değerinden mahrum etmez.
Ondan uzaklaşman, seni değerinden mahrum etmiyor.
Yalan söylemek seni değerinden mahrum etmiyor.
Reddedilmek, aldatılmak, yönlendirilmek ve / veya oynanmak, sizin değersiz olduğunuz anlamına gelmez ve kesinlikle sizi değersiz hale getirmez.
Vücudunun içinde bir ruhun ve kalp atışlarının olması seni sevmeye değer kılıyor.
İnsanlar seni kıracak ama bu bizim kendimize yaptığımız haksızlıklar ile kıyaslanacak bir şey değil.
Aklımızda bir çaresizlik noktasına gelinceye kadar şüphe ve güvensizlik çemberleri yürüyoruz ve sonra beynimizin neden düşünmek için çok yorulduğunu sorguluyoruz. Ama yine de, bunları sürdürerek değersiz hissediyoruz. Yapmamalıyız, yapmamalısın.
Bizim değerimizi sorgulamamız bizim için kolay, çünkü güvensizliğimizi dışa vurursak, belki birileri bundan faydalanabilir.
Kulağa sert gelebilir ama gerçek şu ki, değersizlik yarası aklımızda başlıyor. Bir otu imha etmenin en iyi yolu, köke gitmektir.
Yalanın başladığı yere gitmeliyiz ve bunu kökünden kazıp çıkarmalıyız.
Söylemesi yapmaktan daha kolay olduğunu biliyorum. Ve biliyorum bazen yalan söyleyip susmak daha kolay.
Biliyorum. Anlıyorum.
Bu günlük bir savaş ve çok zor.
Ama size şunu söylemeliyim ki, yalanların maratonunda koşturmak zihninizi düzenlemekten daha yorucu.
Sonunda kolaylaşır. Gerçeğe inanmaya başladığınızda, olayı ters çevirip kendinizi bir gerçeklik ve cesaret döngüsü içine atabilirsiniz.
Döngüyü başlatabilirsiniz. İçindeki söylemek istediğin şeyler dışarı çıkmaya başlayacak ve başkalarına kanıt olacak. Sizin için ikinci yaşam olacak.
Çünkü kalbin dünyanın en güzel şeyi ve senin bir aklın var. Onlar çirkin ve yalanlarla büyümüş olarak yaratılmadı.
Aradığın kişiden gelecek sevgiye layıksın, ama hepsinden önemlisi, kendi sevgine layıksın.
Basitçe söylemek gerekirse, sen aşka layıksın.
Her şeye layıksın.