2013 baharında İngiltere’de BBC Two ve RTÉ One’da The Fall adlı bir program yayınlanmaya başladı. Yıllar geçtikçe bu dizi Amerikan yayın servislerine yayılmaya başladı ve arkadaşlarım bana bu diziyi tavsiye etmeye başladılar. İlk bölümden itibaren tamamen bağımlıydım. Şansıma, bu diziye bittikten sonra başladım, bu yüzden üç sezonu da boş zamanlarım da izledim.
Seri katil dizilerinin büyük çoğunluğunun aksine, The Fall bir cinayet gizemi değil. Paul Spector (Jamie Dornan), iki küçük (sevimli) çocuğu olan bir aile babası ve boş zamanlarında kadınları takip edip öldüren sevgi dolu bir eş. Rakibi, cinayetlerini araştırmaktan sorumlu kadın olan Dedektif Baş komiser Stella Gibson (Gillian Anderson) olur.
İşte fragmanı:
Hikaye aslında BTK’ya dayanıyor – bir baba, kilise başkan yardımcısı ve aynı zamanda kadınları takip eden ve öldüren izci lideri. Kurbanlarından günlükler, “kupalar” saklamış ve kurbanlarında kullanmak istediği işkence cihazlarının eskizlerini çizmişti. Paul kurbanlarını günlüğe yazarken ve çizdiğinde, bu BTK’ya doğrudan bir göndermedir.
Jamie Dornan son derece ikna edici kötü bir seri katili canlandırıyor. Paul karakterinin karısı ve çocuklarıyla birlikte olmaktan son derece soğuk ve hesaplayıcı olmaya sorunsuz bir şekilde geçtiğini görüyoruz. İzlemesi çok korkunç ve ne kadar iyi olsa da Gillian Anderson’ın cam tavanı kıran seksi ve ciddi bir polis olarak öne çıkabilmesi delilik.
The Fall şuanda Netflix ABD üyeleri için mevcut.