Hafızam parçalandı. Bunlar benim anılarım ve benim için hiçte güvenilir değil. Hatırladığım şeyler seçici ve gelişigüzel. Mesela, tanıştığımız ilk gece ne giydiğini hatırlayamıyorum. Değiş tokuş ettiğimiz kelimeleri tam olarak hatırlamıyorum. Ama mavi gözlerinin o barda benimkiyle ilk karşılaştığında içimdeki şoku hatırlıyorum.
Hafıza komik bir şeydir. Birinin en güvenli anılarının hatırlamadığın anılar olduğunu söylediğini duymuştum. onlar bozulmamış kalır, kişinin hayatı etrafında sürekli değişen koşullar olsa da bozulmamış. Ama eğer durum böyleyse, o zaman senin ki benim ki, hikayemin seninki ile aynı olduğunu biliyorum. Yalnız uyuduğum tüm gecelerden tozlu bir slayt filmini herkese açık olarak yayınlıyorum.
İlk görüş, Slayt Bir – bir dağ evi, gece.
O kuru, elle sarılmış sigarayı içmek için pencereye geçtin. Kanepenin kenarına tünemiş olarak sana katılmaya geldim. İkimiz de sigara içtik. Bana derinden baktın hepsi bu. Vücudunu bana yasladın, yüzümü tuttun ve hazır olmadığım bir güvenle beni öptün.
İkinci film gibi, Slayt İki – bir yabancının yatağı.
Seninle yabancı bir eyaletteki ilk gece. Gergin, heyecanlı. Anlamsız bir şekilde uyuyana kadar konuşuyoruz.
Berbat bir anı, Slayt Üç – yıpranmış bir ön koltuk.
Güzel, sonsuz bir yolculuk. Yazın başlangıcıydı ve hava vızıldıyordu. Dışarı hala soğuktu. Ağaçların arasından geçtik ve sahile doğru gittik. Birbirimizin nereye gittiğini bilmiyorduk.
Slayt Dört – Pasifik, günbatımı.
Seni o ıssız sahilde benimle zorla dans ettirdiğim anı. Aptalca olduğunu biliyorum ama kendini özgür hissetmedin mi?
Slayt Beş– çatı katı, saat 3
Duvarları boyamak, birbirimizi boyamak. Geniş vuruşlar, gri akrilik cildimizin derinliklerine nüfuz ediyor.
Artık bunu yapmak gittikçe zorlaşıyorlar. Sen süzüldün, sinsi bir gerçeklik tehdidi, bağlılık, belirsizlik. Bunu görmek istedim, duyu ve kas hafızasının basit bir görev odaklanması sonucu her şeyi tekrar yaşıyormuşsunuz gibi hatırlamak. Ama gerçek mi? Yoksa kurgu mu?
Seni çok coşkulu, agresif bir şekilde çalan bir plak gibi yıprattım mı?
Belki de en güvenli anılar, aslında, başkalarının gözetiminde bıraktığınız anılardır. Belki de kendiminkini sana yerleştirdim. Belki bir gün bir tanesine rastlarsın ve bu seni üzer. Ya da belki hissedilir bir düşünce olarak değil, bilincinde ince bir ses olur, zihninin bozkırlar arasında bir rüzgar değişikliği olarak yeniden görünür.
Her halükarda, yakında seni sevmenin yükünden kurtulmuş olacağım. Bu yüzden, pervasız ve çaresizim, bizim kış hikayemiz güneşin altında kaldı.
Umarım beni düşünüyorsundur.
Umarım unutmazsın.