Ağustos 2018’de Chris Watts tüm ailesini Frederick, Colorado’daki evlerinde öldürdü.
Karısı Shan’ann Cathryn Watts’ı boğarak öldürdü. Henüz doğmamış anne karnında ki Niko’yu da öldürdü. 4 yaşındaki Bella ve 3 yaşındaki Celeste’i kendi yataklarında ki yastıklarla boğdu. Daha sonra kızlarını petrol varillerine, karısını ve doğmamış oğlunu petrol sahasında çalıştığı bir mülkte sığ toprak kazarak gömdü.
Chris Watts, Kasım 2018’de itiraf anlaşmasını kabul etti ve art arda beş müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Şimdi hapishanede onunla yazışma yapan bir kadın, Cheryln Cadle, ailesini nasıl öldürdüğünü tam olarak açıkladığı bir mektup yayınladı.
Cinayet Mektubu
13 Ağustos sabahı, shanann ve ben tartışmadan önce tuvalete gittim. Bella’nın odasına gittim, sonra Cece’nin odasına ve yataklarından bir yastığı kullandım (onları öldürmek için). Bu yüzden ölüm sebebi boğulmaydı. Cece’nin odasından çıktıktan sonra Shanann’la yatağa geri döndüm ve tartışmamız başladı.
Shanann öldükten sonra Bella ve Cece tekrar uyandılar. Nasıl uyandılar bilmiyorum ama uyandılar. Bella’nın gözleri çürümüştü ve iki kız da travma geçirmiş gibi görünüyordu. Bu, ilk olarak odalarına tekrar gittiğimde öldürme eylemi mi daha da kötüleştirdi.”
Cinayetleri işleyeceğinden bahsediyor:
“12 Ağustos’ta kızları yatırdığım da, odadan ayrıldım ve dedim ki ‘Bu son kez bebeklerimi yatırdığım gündü.’ bir gün önce ne olacağını biliyordum ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapmadım.”
Karısını öldürmekten bahsediyor:
“Geriye dönüp baktığımda ve hatırladığım kadarıyla yüzü maskara çizgileri ile tamamen siyaha benziyordu. Yüzü renk değiştirmişti.”
“Bütün hafta boyunca onu öldürmeyi düşünüyordum ve şimdi bununla yüzleşebiliyordum. Uykuya dalmaya başladığında, bir şekilde beyne giden kan akışını kesene kadar şah damarlarını nasıl sıkacağımı biliyordum ve kendinden geçti…”
Kızlarının annelerinin öldürmesini izlemesinden bahsediyor:
“Kızlar evin etrafında koşuşturuyorlardı ve yüzlerinde korkmuş bakışlarla beni izliyorlardı. Bella ağlamaya başladı ve Celeste o da sızlayarak ağlamaya başladı. Kabus gibiydi.”
Tüm bunlar olurken nasıl hissettiğini anlatırken, “o kadar kızgındı ki hala hayattaydılar gibi.” diye yazdı.
Daha sonra, karısının ve çocuğunun cesetlerinden nasıl kurtulduğunu anlattı:
“Shanann’ı yere attım, sonra kamyona doğru yürüdüm ve Celeste’in elinde tuttuğu battaniyeyle onu boğdum.”
“Kızları petrol tankerine atarken kolay olacağına inanamadım. Petrole çarptığında sıçrama sesini duydum.”
Ve son olarak,
İşte mektubun tamamı.
Sevgili Cheryln,
Tekrar merhaba! Umarım iyisindir! Seninle telefonda konuşmak harikaydı ama 15 dakikalık zaman diliminin acı verdiğini biliyorum. Bazen tekrar telefona geri dönebiliyorum ama şu anda telefonda olmayı benim kadar seven başka mahkumlar da var, bu yüzden onların zamanına da saygı duyuyorum. Baban nasıl, her gün bunun için dua ediyordum.
Evet, o dilekçe insanların bana böyle acı çektirmek istemesi beni gerçekten çok üzdü. Fotoğraflarımı çekseler bile anılarımı alamazlar. Başka bir kurumdan bir mahkûm bana bu konu hakkındave dedi ki, “Eğer fotoğraflarınızı çekerlerse, aynı eylemden hüküm giymiş ceplerinde aile fotoğraflarını çeken diğer 500-600 kişinin fotoğraflarını çekmeleri gerekir.”
Hapsedilmem gerektiğini hissediyor muyum? Yaptığım iş için kesinlikle öyle düşünüyorum. Kendimi hiç böyle bir şey yaparken hayal ediyorum. Yoksa toplum için tehlike miyim? Ben kesinlikle Değilim. Böyle DÜŞÜNÜYORUM! Eğer serbest bırakılırsam, doğruca bir bakanlığa gidip hapishanelere gidip mahkumlara yardım edeceğimi biliyorum.
Eğer Tanrı beni papaz olmaya yönlendirseydi, ben de o yoldan giderdim; hatta bir papaz olabilirdim. Belki bir gün yasalar değişir. Avukat ekibim farklı olduğumu görebiliyordu ve bunun benim için tek seferlik bir olay olduğunu biliyordu. Bana Avrupa’da, kanuna göre cinayetten 20 yıl kadar hapis yatacağım, ve Kaliforniya’da, 25 yıl hapis yattıktan sonra, iyi halden serbest bırakılabilirim. Yani, herkesin hapishane duvarlarının dışında yaşaması için umut var. Ben fiziksel olarak bu duvarların arkasında olduğumu biliyorum, ama ruhum seninle.
Eğer Tanrı, hikayede FBI’a anlattıklardan daha fazlası olduğunu kalbine koymaya devam ederse, haklısın. Telefonda böyle şeyler söylemeyi sevmiyorum çünkü aramalarımı ne zaman yayınladıklarına asla emin değilim. 13 Ağustos’tan önce gördüğüm imgeyi sana anlattığımı biliyorum. 14 Nisan’da yatakta yatarken de aynen böyle olmuştu.
Bunu kitapta mı istersin, Yoksa Tanrı ister misin bilmiyorum ama burada bıraktığım şeyler var.
1) “12 Ağustos’ta kızları yatırdığım da, odadan ayrıldım ve dedim ki ‘Bu son kez bebeklerimi yatırdığım gündü.’ bir gün önce ne olacağını biliyordum ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapmadım.” Tüm dünyaya karşı hissizdim. Ben kelimenin tam anlamıyla bir doğum günü partisine çocuklarımı almıştım, su balonları ile oynadım, inanılmaz bir zamandı, eve giderken tüm yol boyunca şarkılara eşlik ettim, onlara duş aldırdım, akşam yemeği yedik, yatmadan hikayeler okudum ve şarkılar söyledim.
Shanann bir yerde olmak zorunda kaldığında, kızları bir yerlere götürmekten ya da dışarıda oynamaktan her zaman zevk alırdım çünkü bu bizim bağ kurma fırsatımızdı, ve hala bir gece önce ertesi sabah olacağını bildiğim şeyden kendimi alıkoyamadım.
2) 13 Ağustos sabahı, shanann ve ben tartışmamızı yapmadan önce önce tuvalete gittim. Bella’nın odasına gittim, sonra Cece’nin odasına ve yataklarından bir yastık kullandım (onları öldürmek için). Bu yüzden ölüm sebebi boğulmaydı. Cece’nin odasından çıktıktan sonra Shanann’la yatağa geri döndüm ve tartışmamız başladı. Shanann öldükten sonra Bella ve Cece tekrar uyandılar. Nasıl uyandılar bilmiyorum ama uyandılar. Bella’nın gözleri çürümüştü ve iki kız da travma geçirmiş gibi görünüyordu.
3) Adli tabibin Shanann’ın sisteminde oksikodon bulmasının sebebi onu ona vermemdi. Shanann hamile olmasaydı Nichol’la birlikte olmak daha kolay olur diye düşündüm.
Bu ruhani bir ziyaret miydi bilmiyorum ama rüyamda Cece’nin hücremdeki sandalyenin yanında dans ettiğini gördüm. Dans ederken, sandalyedeki tüm örtülerin hareket etmeye başladı ve başının dertte olduğunu düşündüm, ben de dikkat et dedim, uzaklaş, dikkat et! Sonra uyandım. Umarım geri döner! Umarım herkes beni ziyarete gelir. Yardım etmek için uyumadan önce kafamı daha iyi temizleyebilir miyim diye çalışıyorum.
Gönderdiğin John 10:10 pasajı hoşuma gitti. Keşke Haziran/Temmuz/Ağustos’ta Tanrı’nın beni aradığını duymak için açık bir kulağım olsaydı. Eğer günahın peşinden koşarsak, çobanımızın bizi çağırdığını duyamayız. İyi ruhlar ve kötü ruhlar arasında bir şey ayırt edemedim ve sonunda beni tekrar tırmanamadığım derin bir çukura soktum.
Dikkat et ve Tanrı seni Korusun!
Chris.